Hepsini anlatmak isterdim, anlatmayacağım
Ne yapacağımı da bilmiyorsun
Güzel cümleler kuracağım, ucu düz ova kalemlerle
Belki de dar
mahallenin birinde Sirtaki yaparım
Kızıl yüzüme sürdüğümüz, gül ağaçları eşliğinde
Duaları toprağa dikerim.
Kimse bilmeyecek, dualar dışında
Ondandır kör kuyu olmuş insana bunlar söylenmez
çocuk
Cümleler de çocuktur, utanır
Ağlarından sıyrılan örümcek, evin ortasında
Hatıralarına son kez bakmış mıdır?
Sen hiç böyle savunmasız kaldın mı?
Elma desen yarısı dişlenmiş
Elma da kendini elma olarak görmez
Artık geceleri ağlayabilir.
Her dizede atlıyorum dünyanın bütün uçurumlarından
Renklerimizi saklamıyorduk, ne oldu bize?
Hadi sen karanlıkta, kavlamış boyalarını sil
Üşüdüğümüz yerden devam edelim
Mum yak hadi bir, iki yanında elma şekeri
Ellerin, mum ışığında titretir annemin içini
Yokluğundan kalan duvarla geceleri el ele yürürüm
Ellerin, Ellerim de son kez erir kar gibi.
Ne zaman yazmaya başlasam, saçlarımı toplarım
Ben çok dağıldım aynaya bakamıyorum
Duvarlarına bakarım, sığındığın
Görmezsin
bakıp gözlerine ağlarım.
Sen dışarıda çok can yakarsın, sorsam sana buz
tutmuş yanardağ
Hiç sormadım sana ışıkta, pek neşeliydin.
Rengin solmuş tonusun, kırmızının hüzünlü teni
Kimi zaman
yakmayı da becerememiş
El yazısının kötülüğünden, sonbahar etmiş
kâğıtlarını
Evet, ayıp ettim, tanıklık ettim.
Oysa her şeye tanıklık etmez miyiz, yüksekler de
konuşurken?
Çöl olmuş gökyüzüne bakıp
Sessiz ağladığım geceler de
Pamuk değil, yük doludur yastığımın içi.
Sen de fark etmezsin.
Ben sana kızmam, kızarsam kar yüzümü kapatır.
Kendimi odama kitlerim yastıklarımla
Benim yastıklarımın hepsi öldü biliyor musun?
Nefessiz
bıraktım onları düşüncelerim yüzünden
Yatağım kırgın bana
Ölmüş
bedenimi taşıdığını söylüyor duyda inanma
Asıl yaşananı öğretmeye çalıştı, etrafımda her ne
varsa
Anlam, anlayamadım
Anlam, dışarı da elini kolunu sallamazmış çocuk
Perdeleri çeker ve öyle bak dermiş
Zaman korkusuz falan değilmiş, efsane
Yanında çok bombalar patlamış, çok görmüş melekleri
Yüreğimin tüyleri döküldü bir anda
O yüzden çırpınırmış yanından ayrılmak için
Zaman da,
kendine kızarmış benim gibi üzüldüğünde
Gel sana kimse kızmaz çocuk, anlarım
Anılarım, sancılanır seni tekrar tekrar doğurmak
için
Ruhumun yalnız tarafı geriye yarım
Yarım aşktan sayıklar.
Acıydı adın,
Adım, susturur sancıları adım adım
Yürek konuşur, dil yorgun düştüğünde
Birer birer veda eder göz kapakların geceye
Ve o an hiç bir melek kalmamıştır yeryüzünde
Kanatları kırıldığı için.