14 Temmuz 2015 Salı

Ah, oysa sen hep lâyemut !


‘yazı yazmayalı ne çok oldu be ‘ dedim kendime birden .
Gezilecek o kadar yer varken, okunması gereken kitaplar, görülmesi gereken insanlar varken… Koskoca denizde yem niyetine küçük bir kancaya takıl da oradan oraya gezin de dur.  İşte bura da sırf kendimi hafifletmek için yazı yazmak devreye giriyor.  O da sadece yaralarıma su serpiyor.  Merhem olmuyor belki ama küçük bir rüzgâr çıkartıyor ve hava aldırıyor ciğerlerime.

Sevmek? Sevilmek?  Ne zor kelimeler  değil mi ? Hoşlanmayı, beğenmeyi sevmekle karıştıranlarımız da var elbette. Biz de o hataları yaşamadık desek yalan olur. Umarım sevmenin gerçek anlamını öğrenirler. Umarım sevmenin ve sevilmenin tadına varılacak insanlarla planlı değil de bir an da çat! Diye karşılaşır da paralel olmak yerine bir nokta da kesişirsiniz  ya da bağlantınız bir kordon bağından kopar da kucağınıza hop diye gelir.

Dağınık bir yalnızlık ile baş başbaşaysanız , güzel şarkıların melodilerine öyle çok kulak asmayın derim. Melodiler güzeldir, alıp götürür başka yerlere. Boyut bile atlattırır adama. Sonra öyle bir yerde bırakır ki seni sudan çıkmış balık gibi şarkının dizlerine baka durursun.” Ulan ne acılıymış bu sözler, dilim damağım su diye yandı” . Dersin. Dersin de öyle demekle kalırsın. Ne bir adım atmaya mecalin olur , ne geriye bakıpta nerden geldiğini anlamaya fırsatın.  Melodiler güzeldir , ama hepte güzel kalmaz .
 –di-le başlar ve –miş- le biterler.
Bizim bütün keşmekeşliğimiz kendimizle. Tüm mağlubiyetimiz ve galibiyetimiz. Sıkı sıkı tutunduğumuz hayat bağcıklarımız da hep kendimizle.  O yüzden ;

Liman olmayın kimseye. Deniz olun, dalga olun . Hatta köpürttün  yine de liman olmayın. O gemi var ya her başı sıkıştığında, en yakın  liman yaklaşır sakince bekler,soluklanır. Dinlenir. Denizin kızgınlığına dayanamaz , o korkar. Yaralarını sarar.kabuk bağlayana dek vaktini geçirir. O yüzden hiç alabora olmaz . Sonra o liman olduğun  gemi var ya seni dağıtır perişan eder, kendini de bir güzel toparlayıp yine yoluna koyulur. Kalbinde kekremsi bir tat kalır. Sonra mı? Bekle sen. O gemi gelecek dimi? deme hiç , o gemi bir daha gelmeyecek !

Gel, biz seninle ne yapalım biliyor musun ? Ne ben liman olayım. Ne sen bana gemi.  Ne sen sığın bana , ne ben seni bekleyeyim tekrar gel diye.

Taç yap papatyalardan saçlarıma. Güneş tepemizden, dilimize değsin. Rotamızda yeşillikler, mavilikler  olsun. Bulutlardan sırtımıza kanat yapalım. Biz gökyüzünde kuşlar gibi mütemadiyen uçalım.
Havalanıp uçacaksakta beraber, kanatlarımız kırılıp düşeceksek de beraber…

Ah, oysa sen hep lâyemut !

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder