3 Ocak 2014 Cuma

geçti, gitti

        Ahmet Kayanın dediği gibi “siz benim neden kaçtığımı nereden bileceksiniz” . Kaçmak bir eylemdir. Durulamayan, önüne geçilemeyen bir eylem…  Bir yanım uyuşuk, bir yanım hissiz olarak uyandığım kaçıncı sabah bilmiyorum. Sancılı bir süreçten geçtiğim şu günlerde başımı alıp gitmek geliyor sadece kaçmak.  Çünkü yüreğimdeki sızı beynime geçti. Şimdi düşüncelerim biraz daha buruk, biraz daha hüzün dolu.
Güven kelimesinin bugünler de sadece isim olarak anılması ne acı. Birine güvenene kadar yalnız olmayı tercih edenlerdenim. Çünkü benim yalnızlığım ucuza kaçılmış bir yalnızlık değil.
İşte o gün anladım her şeyi.  Aslında birini mutlu etmek  ya da mutlu olmak çokta zor değilmiş. Bir tebessüm, bir göz rengi ve ses tonu insanı oldukça mutlu edebiliyormuş. İşte bu yüzden bazı insanların geçmişe takılıp yaşamasını anlamıyorum. Her şeyin değiştiği, olmaz dediklerimizin bile olduğu şu zamanlarda senin hala geçmişte yaşaman da nedir?
Hayal kurmak güzel şey fakat hayal dünyasında yaşamak acı. Bir kaç zamandır ruh halimi çözemiyorum. Çok sigara içtiğimi söylüyor ama sormuyor neden bu kadar içiyorum. Ve içki içerken bile ağlayamıyorum o duruma geldim. Tuhaf olan artık içim acı tutmuyor.
Artık onun susuyor olması, hiç bir şey yapmıyor olması ve hatta varlığının var olup olmaması beni tedirgin etmiyor. Benim bahşettiğim sevgiye karşılık vermeye gücü yok. O gün karşımda otururken onu çözmüştüm. O her şeyin iyisini istiyordu ama yetinmeyi bilmiyordu ve tamamen hayal dünyasında oyalanıyordu kendini. Anlattı çok anlattı sadece sustum ve gülümsedim. Onun daha çok yolu vardı. Nankörlüğün affedilmeyeceğini, inadın ise aşkı yok ettiğini öğrenecekti. Fakat mutluluğun ne olduğunu bilmeden ölecekti.
Bende acının eşik değeri yüksek.
Bende sabrın değeri peygamber.

 Umudum ise bitmek bilmeyen bir yol. 


ne güzel de demiş Ahmet Kaya "Aşksa bitti gül ise hiç dermedik
bul kendine kuytularda hadi dal
seninle bir bütün olabilirdik.
hoşçakal gözümün nuru, hoşçakal "

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder