Ahmet Kayanın dediği gibi “siz benim neden kaçtığımı nereden
bileceksiniz” . Kaçmak bir eylemdir. Durulamayan, önüne geçilemeyen bir
eylem… Bir yanım uyuşuk, bir yanım
hissiz olarak uyandığım kaçıncı sabah bilmiyorum. Sancılı bir süreçten geçtiğim
şu günlerde başımı alıp gitmek geliyor sadece kaçmak. Çünkü yüreğimdeki sızı beynime geçti. Şimdi
düşüncelerim biraz daha buruk, biraz daha hüzün dolu.
Güven kelimesinin bugünler de sadece isim olarak anılması ne
acı. Birine güvenene kadar yalnız olmayı tercih edenlerdenim. Çünkü benim
yalnızlığım ucuza kaçılmış bir yalnızlık değil.
İşte o gün anladım her şeyi. Aslında birini mutlu etmek ya da mutlu olmak çokta zor değilmiş. Bir
tebessüm, bir göz rengi ve ses tonu insanı oldukça mutlu edebiliyormuş. İşte bu
yüzden bazı insanların geçmişe takılıp yaşamasını anlamıyorum. Her şeyin
değiştiği, olmaz dediklerimizin bile olduğu şu zamanlarda senin hala geçmişte
yaşaman da nedir?
Hayal kurmak güzel şey fakat hayal dünyasında yaşamak acı. Bir
kaç zamandır ruh halimi çözemiyorum. Çok sigara içtiğimi söylüyor ama sormuyor
neden bu kadar içiyorum. Ve içki içerken bile ağlayamıyorum o duruma geldim. Tuhaf
olan artık içim acı tutmuyor.
Artık onun susuyor olması, hiç bir şey yapmıyor olması ve
hatta varlığının var olup olmaması beni tedirgin etmiyor. Benim bahşettiğim sevgiye
karşılık vermeye gücü yok. O gün karşımda otururken onu çözmüştüm. O her şeyin iyisini
istiyordu ama yetinmeyi bilmiyordu ve tamamen hayal dünyasında oyalanıyordu kendini. Anlattı
çok anlattı sadece sustum ve gülümsedim. Onun daha çok yolu vardı. Nankörlüğün affedilmeyeceğini, inadın ise aşkı yok ettiğini öğrenecekti. Fakat mutluluğun
ne olduğunu bilmeden ölecekti.
Bende acının eşik değeri yüksek.
Bende sabrın değeri peygamber.
Umudum ise bitmek bilmeyen
bir yol.
ne güzel de demiş Ahmet Kaya "Aşksa bitti gül ise hiç
dermedik
bul kendine kuytularda hadi dal
seninle bir bütün olabilirdik.
hoşçakal gözümün nuru, hoşçakal "
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder