Tanrı’yla konuştum bugün. Ona seni
neden bu kadar uzaklara yolladığını sordum. Bir cevap vermiyor ama üzülüyordur
eminim. Belki de acıyordur bana. İsyan etmediğim, ses çıkarmadığım, tüm bu
saçma sapan duyguların içinde kıvrandığım halde her sabah seni hatırlayıp
gülümsediğim için… Üstünden yıllar geçse de bir zamanlar var olduğunu, sana
hissettiğim sevgiyi, yakınlığı hala sol yanımda taşıdığımı bilmek çok güzel.
Gittiğini ve bir daha asla dönmeyeceğini ama bir gün seninle aynı gökyüzünden
insanlara bakacağımı bilmek mutluluk. Biliyorum ki her şey bakmak değil,
dokunmak veya ses tonuyla kendine gelmek değil. Bunlar olsa elbette mutluluktan
merdiven yaparım odamdan, sana dökülen nehirlere gemi olurum, salıncak yaparım
dünyanın ortasından. Ama öyle zamanlar oluyor ki his kelimesi ileri boyutlara
götürüyor. Hissetmek, görmediğin ve dokunamadığım zamana meydan okuyor.
Hatırlar mısın gittiğin günü? Ben hatırlıyorum bedenimin buz kesilip, duymamak için kulaklarımı tıkadığım günü.
Üstünden çok zaman geçti sen o sabah hiç olmayacak gibi sıradan bir sabaha
gözlerini açtın. 24 yıldır da kapatmadığın o kahverengi, güneşte ise gece denize
yakamoz düşercesine anlamlı gözlerini tam da doğum günüme günler kala
kapatacağını kim bilirdi ki.
Ben tekim bilirsin, bu hayatta sen bana bir
babaydın bir abiydin… Gitmemeliydin. İşte bu yüzden bazen çok kızıyorum sana.
Ben seninle Ahmet kaya’yı çok sevdim, karanlıkta yürümeyi, sevdiğim bir
çikolatayı bile paylaşmayı. Özellikle şafak türküsünü dinlemeyi. ‘saçlarına
yıldız düşmüş, koparma anne ağlama’ . Ah gözümün nuru, o yıldız benim içime
düştü bugün.
Seni bana hatırlatan bir yüzükte
adın, hafızamı yerli bir etti. Dayanamadım sigara üstüne sigara yaktım. Ömrümün
yarım senesi birkaç saatle gitti. Sen hep güçlü görünürdün ama ben artık bıktım
bu durumdan sanırım. Beceremiyorum da. Kızma bana, bu sitemler hep özlemden.
Bugün bu satırlarda içimde dökülüyor sana oku olur mu?
Sana gel diyemem biliyorum. Bir
gün bu hayattan bıktığım da yanında olacağım. Hep. Sadece zamanını bekliyorum.
Gözlerimi sonsuza kadar kapatacağım ve derin bir okyanusa dalacağım günü.
Şimdilik hoşça kal…
İçim kırık bir can parçası, acıyla
kendimi toplarken gözlerim kan ağlıyor
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder